BANGO
Bir sabah pencerenin önündeki çiçek saksısının toprağının üzerinde yatarken gördüm onu. Kahverengi-beyaz rengi vardı. Gagası kısacıktı. Birazcık araştırdığımda onun Bango cinsi güvercin olduğunu öğrendim. Yaklaştım, benden kaçmadı . Korkmasın diye fazla yaklaşmadım. Sonra biraz yem bıraktım, yedi. Ertesi gün pencerede yine gördüm. Yine yem verdim. Bu gelişler her gün tekrarlanıyordu.
Artık yalnız sabahları değil, ne zaman karnı acıkırsa geliyor yem
vermemi bekliyordu. Bir gün yem yerken elimi yavaşça uzatıp tuttum onu.
Kaçmadı. Okşadım sevdim. Avucumun içinde iken hafif de olsa tedirginliğini ve
korkusunu hissettim ve yavaşça bıraktım. Yem koyduğum yere su da koydum. Yemini
yiyip suyunu içtikten sonra artık fazla uzaklaşmıyor saksının toprağı üzerinde
yatıyordu çoğu zaman. Saksıda ekili olan yeşil biberleri de yiyordu bazen. Bir ara
gelip gitmeleri azaldı. Bir gün etraftaki kuşları, kargaları izlerken onu karşı
binanın çatısında gördüm. Yanında beyaz bir kuş daha vardı. Seyrek de olsa bir
süre daha geldi, yemini yiyerek gitti. Havaların soğumaya başladığı zamanlardı,
gittikten sonra bir daha dönmedi. Birileri mi yakaladı, yoksa başka kuşlara mı
karıştı bilmiyorum.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder